Dünyadaki kuru yük taşımacılığının en çok tercih edilen yolu deniz yoluyla kuru yük taşımacılığıdır. Dünya genelinde her yıl artarak devam eden bir eğilim izlenmektedir. Türkiye’de ise ihracat genelde karayoluyla yapılmasına karşın ithalat yapılacak kuru yükler deniz yolu ile taşınmaktadır.
Maden cevheri, hububat, kömür, çimento, tuz, şeker gibi dökme yüklerin taşındığı taşımacılık şeklidir. Bu tür yükler, yapılarından kaynaklanan sebeplerle gemiye yüklenmeleri ve boşaltılmaları esnasında ara kapıların kullanımına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu ara kapılar sayesinde yükleme ve boşaltma giderlerinin minimalize edilmesi hedeflenmektedir.
Havayoluna göre 22 kat, karayoluna göre 7 kat, demiryoluna göre ise 3,5 kat daha ucuz olan denizyolu taşımacılığı, taşırken kazandıran yapısı sebebiyle, tarih boyunca oldukça büyük gelişime ve değişime uğramış, ihtiyaca göre gelişerek farklı şekiller almıştır. Çok geniş bir konu olması sebebiyle farklı bakış açıları ile ele alınması gereken denizyolu taşımacılığını sadece türlerine göre değerlendirmek illaki yetersiz kalacaktır. Denizyolu taşımacılığını ve denizyolu taşımacılık sektörünü değerlendirirken, limanları, gemileri, taşıyıcı firmaları, armatörleri, brokerları, freight forwarderlar ı, lojistik firmaları, liman işleticilerini, limanlarda hizmet veren diğer kuruluşları ve hizmetin içerisinde yer alan bütün aktörleri ayrı ayrı ele almak ele almak gerekmektedir. Aksi halde günümüzde uluslararası ticarete konu olan malların yarısından çoğunun taşındığı denizyolu lojistiğinin öneminin tam olarak anlaşılması mümkün olamayabilir.
Önümüzdeki yıllarda denizyolu taşımacılığının öneminin çok daha artacağı düşünülmektedir. Bu durum pazarın mevcut büyüme hızının katlanarak artmasına sebebiyet verecektir. Dolayısıyla her alanda olduğu gibi denizyolu taşımacılığında da katma değerli hizmet üretmek rekabet ve sürdürülebilirlik konularında firmaları oldukça ileriye taşıyacaktır.